ALMANCA DEYİMLER VE ANLAMLARI
Almanca deyimler, dilin doğal ve spontane kullanımının önemli bir parçasıdır. Almanca deyimler öğrenilmesi gereken önemli konulardan birtanesidir. Almanca’da deyimler, genellikle bir anlamın daha öznel veya renkli bir şekilde ifade edilmesini sağlar. Aşağıda Almanca dilinde kullanılan bazı popüler deyimlerin özellikleri ve anlamları hakkında kısa bir açıklama bulunmaktadır:
-
„Auf den Punkt kommen“ – „Noktaya gelmek“ anlamına gelir ve bir konunun özüne indirgenmiş olarak ifade edilmesini ifade eder.
-
„Eine Hand wäscht die andere“ – „Bir el diğerini yıkar“ anlamına gelir ve karşılıklı fayda sağlamayı ifade eder.
-
„Jemanden unter die Arme greifen“ – „Birine destek olmak“ anlamına gelir ve birine yardım etmeyi ifade eder.
-
„Ein Problem haben“ – „Bir sorunun olması“ anlamına gelir ve bir sıkıntının var olduğunu ifade eder.
-
„Auf die Schnelle“ – „Hızlıca“ anlamına gelir ve bir şeyi hızla yapmayı ifade eder.
-
„Einen Haken haben“ – „Bir kusurun olması“ anlamına gelir ve bir şeyin eksik olduğunu veya bir sakıncasının bulunduğunu ifade eder.
-
„Etwas im Schilde führen“ – „Bir şeyin planlandığı“ anlamına gelir ve bir kişinin karanlık niyetleri olduğunu veya bir şeyi sakladığını ifade eder.
-
„Ein Auge zudrücken“ – „Bir şeyi görmezden gelmek“ anlamına gelir ve bir hatayı veya kusurunu görmezden gelmeyi ifade eder.
-
„Ein Brett vor dem Kopf haben“ – „Bir şeyi anlamamak“ anlamına gelir ve bir kişinin anlamadığını veya anlamsız olduğunu ifade eder.
-
„Ein fauler Zauber“ – „Bir yanıltıcı şey“ anlamına gelir ve bir şeyin gerçekte işe yaramadığını veya yanıltıcı olduğunu ifade eder.
-
„Ein Haar in der Suppe finden“ – „Bir şeyi eleştirmek“ anlamına gelir ve bir şeyin iyi olmasına rağmen bir kusurunu bulmaya çalışmayı ifade eder.
-
„Ein Horn aufsetzen“ – „Bir şeyi abartmak“ anlamına gelir ve bir şeyin gerçekte olduğundan daha büyük veya önemli gösterilmeye çalışılmasını ifade eder.
-
„Ein Mann von Welt sein“ – „Bir dünya adamı olmak“ anlamına gelir ve bir kişinin kültürlü, nazik ve iyi yetişmiş olduğunu ifade eder.
-
„Einsteigen in“ – „Bir şeyin içine girmek“ anlamına gelir ve bir projeye, işe veya aktiviteye katılmayı ifade eder.
-
„Eine Faust machen“ – „Bir yumruk yapmak“ anlamına gelir ve bir kişinin kararlı veya öfkeli olduğunu ifade eder.
-
„Eine Größe haben“ – „Bir boyutta olmak“ anlamına gelir ve bir kişinin önemli veya etkileyici olduğunu ifade eder.
-
„Eine Sache auf die leichte Schulter nehmen“ – „Bir şeyi ciddiye almamak“ anlamına gelir ve bir işin veya sorumluluğun önemsiz olduğunu düşünmek anlamına gelir.
-
„Einen Bogen machen um“ – „Bir şeyi atlamak“ anlamına gelir ve bir şeyi yapmamak veya kaçınmak anlamına gelir.
-
„Einen Floh im Ohr haben“ – „Bir fikir“ anlamına gelir ve bir kişinin bir fikir veya planının var olduğunu ifade eder.
-
„Einen Haken an etwas haben“ – „Bir şeyin bir kusurunun olması“ anlamına gelir ve bir şeyin eksik veya sakıncası olduğunu ifade eder.
- „Ein Fisch im Wasser sein“ – „Bir balık suda olmak“ anlamına gelir ve bir kişinin iyi bir şeyde veya işte olduğunu ifade eder.
- „Ein Licht am Ende des Tunnels sehen“ – „Tünelin sonunda bir ışık görmek“ anlamına gelir ve bir kişinin umutlu olduğunu ifade eder.
- „Ein offenes Buch sein“ – „Bir açık kitap olmak“ anlamına gelir ve bir kişinin kolay okunan veya anlaşılır olduğunu ifade eder.
- „Ein schweres Los haben“ – „Ağır bir kader“ anlamına gelir ve bir kişinin zor bir durumda olduğunu ifade eder.
İlgili konular:
